Sunday 2 January 2011

Köln: Oradayken - 1

Oradaydım. Köln'de. Tarih 16 Kasım 2003.

Çok aşırı sayılmayacak bagajımla birlikte havaalanından çıkıyordum. Önceden haberleşip görüştüğüm mentorum (sadece sosyal hayatımla ilgili danışmanım) Monica (kısaca Moni) ile tutorum (çalışacağım organizasyondaki sorumlu olduğum kişi) Dominique beni havaalanından almaya geleceklerdi. Istanbul'dayken Moni ile birkaç defa mail üzerinden haberleşmiştik. Sanırım 90-95 yılları arasında Istanbul'da hemşire olarak çalışmış ve yaşamıştı. Bu yüzden de iyi bir Türkçe'si vardı. Dominique ile de kalacağım yer ve koşullarla ilgili haberleşmiştik. Kalacağım yerin çok önemli olduğunu düşündüğümden tek başıma kalabileceğim odamın olmasını istemiştim. Sonradan bu ayarlanmış, ben gitmeden de halledilmişti. Porz semtinde kiliseye bağlı karışıkbir yurtta kalacaktım. Diğer arkadaşlarımdan biri mentoru ile, diğeri ise daha önce ofis olan tek odalı bir dairede kalmıştı. Sonradan öğrendiğim kadarıyla bu kalınacak yerler oldukça değişiklik gösterebiliyordu projeden projeye. Yalnız internet olanaklarını konuşmamış olmama üzüldüm biraz ilk zamanlarda. Çünkü sadece çalıştığım merkezde akşam verdiğimiz yarım saatlik arada ve erken gittiğimde orada internete girebiliyordum. Kaldığım yerde ise yoktu internet imkanım.
Diğer iki arkadaşımın da kaldıkları yerden dolayı internet imkanları oldukça iyiydi. Gerçi sonraları bu sorunun da çözümünü buldum üniversitedeki öğrenci arkadaşların şifrelerini kullanarak.
Havaalanından beni alan Moni ile Dominique beni ilk olarak kalacağım yere götürdüler. Odamdan sonra TV odasını, çamaşır odasını, çamaşır yıkamak için 1 Euro atmam gerektiğini, ütü odasını, masa tenisi odasını vs. gösterdiler. Biraz uzak olmasının dışında gayet hoşuma gitmişti aslında kalacağım yer. Genelde de gençler kalıyor olduğundan benim açımdan rahattı. Yani arkadaş da bulabilecektim. Her ne kadar düşündüğüm gibi olmasa da yine de onlarla da arkadaş olmuştum zaman içinde.
Yurttan çıktıktan sonra bir sonraki gün çalışacağım organizasyona, TeeNTown'a nasıl gideceğimi gösterdiler. Iki farklı tramvaya binmem gerekecekti. 40dk sürüyordu yol toplamda.
Oradan çıktıktan sonra Dominique beni Moni ile bıraktı ve yarın görüşürüz deyip ayrıldı. Moni ile onun evine gidip biraz mutfakta kullanabileceğim malzeme aldıktan sonra tekrar yurda döndük. Moni bana daha önce kullanmış olduğu telefonunu ve hattını verdi. Oradayken çok işime yarayacaktı. Beni bıraktıktan sonra Moni evine döndü ve ben yurtta bir başıma kaldım.
Tarih 16 Kasım 2003. Saat 18.30. Tek başıma, dilini bilmediğim bir memleketteki bir yıllık yaşantımın ilk günü. Geride bıraktıklarım, oradan alacaklarım. Çok duygulu bir akşamdı... Bir o kadar da zor.

Saturday 16 October 2010

Köln: Öncesi ve sonrası

Herşey 2002 sonlarına doğru başladı. Aslında daha öncesinden öğrenmiştim Avrupa Gönüllü Hizmeti'ni, ya da o zamanki gene adıyla EVS'i. Bana verebileceklerini ve benden alabileceklerini... Daha çok verecekleri üstüne düşünüyordum.

Üniversiteye bitme aşamasındaydı ve sonrasını düşünüyordum. Bir yandan da onca senedir aralıksız devam eden eğitim hayatıma biraz ara vermeyi istiyordum. AGH benim için bulunmaz bir fırsat olacaktı. Bir de o dönemde dernekten (AEGEE-Istanbul) 3 arkadaş AGH yapmak için yurtdışına gideceklerdi. İkisi İspanya'ya, bir arkadaş ise Avusturya'ya gidecekti. Onların heyecanını gördükten sonra ben de kesin kararımı verdim.

Yakın bir geçmişte Köln'deki koordinatör bir organizasyondan bir temsilci derneğimizi ziyaret etmişti. İstanbul'dayken görüşememiştim ama daha sonrasında kendisiyle temasa geçmeye karar verdim. Bu ilk aşamaydı. Yani karar vermek nereye gitmek istediğime.

İkinci aşamada şehir vardı. Daha doğrusu 'Nasıl bir şehir?' sorusunun cevabını vermek gerekiyordu. Birkaç ay önce yaptığımız eylem 1 projesine katılan Alman partner de AGH gönüllüleri alıyordu. Fakat yerleri şehir merkezinden uzakta, ufak bir kasabadaydı. Sonradan öğrendiğim kadarıyla bir köydeymiş proje. O arada da ikinci kararımı verdim: Büyük bir şehire gidecektim. Hani bir laf vardır, boğulacaksan büyük denizde boğul diye. Ben de Köln'ü tercih ettim iki seçenek arasında. Farklı yerler de araştırabilirdim ama bu fırsatı da değerlendirmek gerektiğini düşündüm. Köln bambaşka bir şehirdi, bunu sonradan öğrendim.

O ara tek başıma düşünürken başka arkadaşlarla tanışıp onlara da anlatmıştım. Bir arkadaşım da gelmek istedi ve işlemlere başladık. İşlemler derken başvurma aşamasına daha vardı. Öncesinde proje belirlemek gerekiyordu. Görüştüğüm organizasyon koordinatör olduğundan ellerinde farklı projeler vardı. Bu da bana seçme özgürlüğü tanıyordu. Yaklaşık 15 proje içinden 3 proje seçtim. Özgeçmişimi değerlendirdikten sonra ilk seçtiğim projeye kabul edildim. Çocuklarla ilgilenmeyi sevdiğimden çocuk ve gençlerle ilgili bir organizasyon seçmiştim.

Son aşamadan önce, yani projeye resmi olarak AB Komisyonu'na başvurma aşamasından önce, projeyle ilgili detayları ayarlamak gerekiyordu. Her projede bunların değişiklik gösterebildiğini öğrenmiştim sonradan. Bana ilk olarak söylenen başka biriyle aynı yeri paylaşacağım şeklindeydi. Ben bu konuda çok da sıcak olmadığımdan kendi özel odamın olmasını istediğimi bildirdim hemen. Önemli bir konu bu çünkü. Kişisel hayatım orada geçecekti bir sene boyunca. Her ne kadar arada değişebilse de kalacak yerler, yine de baştan ayarlamamın faydalı olacağını düşündüm. Bunun üstüne bana kiliseye bağlı bir yurtta oda ayarlandı. Herkesin kendi odası bağımsız olduğundan bana uygundu. Zaten kalan diğerleri de, gittikten sonra gördüm, hep gençlerden oluşuyordu.

Tüm bunlardan sonra da son aşama olarak proje başvurusunu yaptık 1 Haziran 2003'de. Yani hazırlık dönemi olarak yaklaşık 6-7 aylık bir dönem geçmişti. Bu sürenin uzunluğu, aradaki haberleşme benim projemin sonraki aşamada daha sağlıklı geçmesini de sağladı.
Ulusal Ajans o sıralarda yeni kurulmuş olduğundan benim projem EUROMED fonları tarafından karşılandı. AB Komisyonu'na başvurduğumuzdan bekleme süresi 5 ay idi. 15 Kasım'da gitmem gerekmesine rağmen 12 Kasım gibi ancak kabul geldi. Normalde kabul geldikten sonra vizeye başvurulması gerekiyordu ama koordinatör organizasyon sürecin uzunluğunu bildiğinden onlardan aldığım davet mektubu ile Temmuz ayında başvurmuştum bile projeme. Kabul gelmese dahi kendi fonlarıyla karşılayacaklarını söylemişlerdi çünkü. Neyse ki projem kabul edildi ve birkaç gün içinde hemen biletimi ayarlayıp Köln'e doğru yola çıktım 16 Kasım 2003'de...

Bir sene sürecek Köln serüvenimin ilk adımıydı bu. Aynı zamanda hayatımın hem en kötü hem de en iyi dönemini yaşayacaktım...